5 Kasım 2012 Pazartesi

Pazartesi şarkısı 24 ve yeni cicilerim

İnsan kendi blogundan bu kadar bihaber olur mu? Oluyormuş. Pazartesi şarkılarımı yazarken 13 sayısını (yanlış hatırlamıyorsam) 2 kez kullanmışım. Tek tek geriye dönmektense bir rakam ekleyerek 24'e geçmiş bulunuyorum.

Bugünkü şarkımız enerji verici değil, yeterince enerjim vardı bugün, o yüzden fazlasına ihtiyaç duymadım. Şarkımız Sugababes grubundan Too lost in you. Çok sevdiğim bir şarkıdır. 3'lü 5'li kız gruplarının söylediği ama tek bir kişi söylermiş gibi koordineli ender güzel şarkılardan biri bence. Naçizane benim fikrim elbette bir müzik üstadı değilim sonuçta. Şarkı aynı zamanda bir filmin de soundtrack albümünden ki o filmi de pek severim (Bol artistli ama fevkalade bir film olan -bu da naçizane benim fikrim, film eleştirmeni değilim sonuçta): Love Actually. Bu şarkıyı kocama ithaf etmek istiyorum ayrıca, belki de bundan sonra bizim şarkımız olur :)


Gelelim şu zayıflama işine. Üşenmeyip her gün sticker için kilomu yazıp tekrar tekrar html kodu ekliyorum ama çizelgede dramatik bir oynama olmuyor haliyle. Ben de haftalık girmeye karar verdim. 400 gram ver 100 gram al derken moralim bozuluyor, en iyisi haftalık yapmak, böylece daha güzel motive olurum. Bir de bu işe haftaya başlamaya karar verdim. Yoo, pazartesi rejimleri gibi olmayacak, sadece çocuklarımın yaşgününü atlatayım da onlar için sipariş verdiğimiz harikulade iki katlı, şeker hamuru kaplı pastaya yutkunarak bakmayayım dedim. Bir de kocam beni yeni Bond filmine götürecek, uzun zamandır mısır yemedim, mısır yemek istiyorum. Anlayacağınız haftaya altın vuruş yapacak ve ondan sonra zayıflamaya başlayacağım (umarım). 

Bir de yeni spor ayakkabı aldım kendime. Evde iki tane çok severek ve çok da uygun fiyata aldığım Nike ayakkabım var. (Hatta o kadar sevmişim ki ikisi de aynı model, sadece yazı ve Nike logosu birinde mavi, diğerinde altın sarısı). Ama doğumdan sonra ayaklarım resmen bir numara büyüdü. Tabii kilodan da olabilir, 10-12 kilo versem belki rahat giyebilirim o yüzden de atmaya kıyamıyorum. Ama uzun süre yürüdüğümde ayaklarımı feci acıttıkları için kocam bana bir Reebok easytone aldı. Hani şu yürüdükçe kalçayı falan şekillendirdiği iddia edilenlerden. Sabah gara giderken ve akşamları dönüşte (çok yorgun olmazsam ve çok yüküm çok ağır olmazsa) yürüyorum, "bari bu ayakkabıyla yürü de faydasını gör, fakülteye gidince normal ayakkabı giyersin" dedi kocam. Çok mutlu oldum. Şimdi şu resimde gördüğünüz bebeklerden var ayağımda, ama benimkinin renkli kısımları biraz daha morumsu.

O zaman stickerımı şimdilik donduruyorum, 12 Kasım'da başlamak üzere... 

1 yorum:

GeCe dedi ki...

o ayakkabıyı ben de daha hamile kalmadn önce almıstım hamileliğimde bolca giydim hala çok giyiyorum çok rahat memnun kalacaksın ben de zayıflamaya çalışıyorum bu arada http://xltoxs.blogspot.sk/