16 Mart 2010 Salı

Benim ürememden sana ne

Devlet bu aralar ürememize kafayı takmış durumda. Tüp bebek için yeni yönetmelik çıkardılar biliyorsunuz. Yaş itibariyle artık ilgi konuma girdiği için ne oluyor ne bitiyor takip ediyorum haliyle. Daha bunu sindiremeden dün duyduğum şey resmen üstüne tüy dikti. Neymiş efendim, yurtdışındaki sperm bankalarından sperm alarak hamile kalan kadınlara 3 yıl hapis cezası verilecekmiş. Gerekçe Türklüğü korumakmış. O sperm kime ait bilinemezmiş, kimbilir nasıl özellikleri varmış bidi bidi. Madem iş Türklüğü korumak, yakında yabancılarla evlenmeyi de yasaklarlar diye tepkiler koyulmaya başladı, belki duymuşsunuzdur.

Kadın yalnızdır, 40'lı yaşlara yaklaşmıştır ve artık birine aşık olup çocuk sahibi olma ümidi yoktur, ama anne de olmak istiyordur. Biriyle ilişkiye gireceksin, tanımaya çalışacaksın, evlenmeye karar vereceksin, sonra anne olacaksın. Demek ki bulamamış bu vakte kadar, ümidi de kalmamış, doğurganlığı da azalıyor. Ortada koca, sevgili varsa zaten tüp bebek falan denerler, ama erkek faktörü yoksa ne yapacak? Ya da son bir çabayla biriyle evlendi, doğurdu ama boşandı, al sana bir sürü sorun daha. Ne yapıyor bu kadın peki, gidip sperm alıyor bir yerden ve hamile kalıp çocuğunu doğuruyor. Ben bunda ters bir şey göremiyorum açıkçası. Kadının kendi tercihidir, çocuğunu bu şekilde doğurup yetiştirmeye karar verdiyse bana karışmak düşmez.

Gelelim Türklüğün korunmasına. Güldürmeyin beni, bundan saçma bir bahane olamaz. Osmanlı Devleti zamanına gidelim, sultanlarımızın, cariyelerin bir kısmı yabancı ülkelerden gelmemiş miydi? Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrsem Sultan mesela? Yabancı değil miydi? Oğlu 2. Selim daha az Türk mü oluyor o zaman? Ya da eskiden yetenekli yabancı oğlanların devşirilmesi adetine ne diyeceksiniz? Mimar Sinan mesela devşirme değil miydi? Hala gurur duyduğumuz muhteşem eserler bırakmamış mıydı arkasında?

Peki şimdi yabancılarla evlenenler ne olacak cidden? Yakında onlar için de çocuk doğurma yasağı gelir mi? Benim eşimin anne tarafı Çerkes. Bu durumda biz ne oluyoruz? Eskişehir'de yaşayan Tatarlar ne oluyor?

Bence saçmalığın daniskası bu karar, altında mutlaka başka şeyler yatıyor olmalı.

2 yorum:

Hamarat hanım dedi ki...

Türklüğün korunmasıyla ilgili yazdıklarına hak veriyorum. Amma değinmediğin bir konu kalmış sevgili arkadaşım: Nesebin karışması. Ya bu çocuk gider de ablasına aşık olup evlenirse? Ya da ne bileyim halasına, ya da kız olup amcasıyla, babasıyla, erkek kardeşiyle evlense:(
Üzücü şeyler ortaya çıkabilir.
Zaten dindar insanlar için olay daha tehlikeli. Kuran'da bu hususlara detaylı şekilde değinilmiştir.

ferulago dedi ki...

Hamarat Hanım, doğru, bu açıdan yaklaşmadım olaya ama bu da kolayca çözülebilir. Türk Makamları bunu yasal bir zorunluluk olarak getirirse babanın bilgileri açıklanabilir sanıyorum. Zaten sperm donörlerinin arasında bilgilerini açıklanmasına izin verenler de var. Bir başka husus da şu, bu işler pahalı işler, yurtdışında belli süre kalmayı, korkunç paralar ödemeyi gerektiriyor bildiğim kadarıyla. Yani her çocuk sahibi olanın ha deyince yaptırabileceği birşey değil. En azından benim böyle bir durumum olsaydı yapamazdım mesela. O yüzden nesebin karışması riskinin çok çok az olduğunua düşünüyorum. Kaldı ki gazetelerde evlatlık verilip birbirine aşık olan kardeşlerin hikayeleri de yeralıyordu bir ara. Bunun da kaderin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Umarım böyle birşey olmaz ama yasal düzenlemeyle önüne geçilebilir sanıyorum. :)