15 Mart 2010 Pazartesi

41 kere maaşallah

Dün sabah, adını şu anda unuttuğum bir söyleşi programında Halit Kıvanç'ı izledim. Maşaallah hala aynıydı. Daha doğrusu şöyle diyeyim, kendimi bildim bileli tanıdığım, gördüğüm Halit Kıvanç'tı. 85 yaşındaymış ama bana hiç yaşlanmamış gibi geliyor. Konuşması düzgün, giyim kuşamı çok özenli, tam bir beyefendi. Hukuk Fakültesi mezunuymuş, sonrasında 2 yıl stajını da yapmış ve 3 ay kadar doğu illerimizden birinde hakimlik bile yapmış. "Hala bazı dükkanlarda "ilk hakimimiz" diye resimlerimin olduğunu görünce çok duygulandım" dedi. Hakimlik zamanında gazetelerde yazı yazması istendiğinde sadece spor yazıları yazmasına izin verilmiş, başka konuda yazmayın demişler (Biliyorsunuz memurlar siyaset yapamaz). Spor macerası da böyle başlamış meğerse. 3 ay sonra istifa etmiş ve tamamen gazeteciliğe-spora vermiş kendini.

Bir kez daha hayranlıkla seyrettim kendisini. Daha nice yıllar televizyonda görebilirim umarım.

Not: Bir başka yaşlanmayan (yaşlanmayı belli bir yerden sonra durdurmuş diyelim) kişi de Erol Evgin. Perukları zaman içinde değişse de o da hep aynı kaldı. Bir maşaallah da ona gitsin benden.

Hiç yorum yok: