12 Kasım 2009 Perşembe

Kim Ki-Duk filmi

Dün gece cnbc-e'deki klasik Ghost Whisperer ağlamamdan sonra (aslında bu sefer çok iyi gidiyordum, herhalde ağlamayacağım derken son sahnelerde başladım yine. Buna da şükür ama, Melinda'nın kocasının öldüğü bölümden sonrakindeydi galiba, baştan itibaren ağlamaya başlamıştım) yatsam mı yatmasam mı derken Dünya Sineması kuşağı başladı. Filmin adı Spring, Summer, Fall, Winter and Spring. Kim Ki-Duk'un çektiği ve Winter and Spring bölümerinde kendisinin oynadığı bir film. Yaşlı bir keşiş ve minik bir öğrencinin göldeki bir platform-tapınak üzerinde yaşadıkları, minik bir sandalla etrafta dolaştıkları bir film. Her bir mevsim hayatlarındaki bir bölümü anlatıyor. Arka arkaya değil tabii, arada bayağı bir atlamalar da oluyor. Bol bol müzik, manzara, az konuşma ama konuştu mu da iyi konuştukları bir film. Ağır tempolu olduğunu anladığımda haydi kapatayım yatayım dedim ama acaba yaşlı keşiş buna diyecek, ne olacak diye bir baktım ki filmi bitirmişim. İlginç bir filmdi, seyredin diyemem yine de, seçim sizin.

İlk Spring bölümündeki şu diyalogu çok beğendim. Minik keşiş adayı önce bir balığa, sonra bir kurbağaya sonra da bir yılana taş bağlayıp hayvanların debelenip durmasını gülerek seyrediyordu. Hah, dedim, bu çocuktan keşiş meşiş olmaz. Yaşlı keşiş benimle aynı fikirde değildi herhalde. Çocuğu bu eylemler sırasında gördü ama tek kelime etmedi. Bizde olsa çocuğun kafasına bir şaplak atıp "ne yapıyorsun sen" diye güzel bir azarlama olurdu herhalde. Ama keşiş ders verecek ya, sustu. Ertesi sabah öğrenci uyanmadan (ne kadar ağır uykusu varmış bu arada) sırtına kocaman bir taş bağlıyor. Öğrenci "bu taşı çıkart" diye sızlandığında, "sana işkence gibi geliyor değil mi, o balığın da hissettiği buydu" vs. diyerek güzel bir ders veriyor. Ama taşı yine de çıkartmıyor. Demek daha ders bitmemiş. "Git o hayvanları taşlarından kurtar. Eğer ölmüş olurlarsa sırtındaki bu taşı ömür boyu kalbinde taşırsın" diye asıl dersi veriyor.

Sonrası mı? Çocuk kan ter içinde kalarak oraya tırman, buraya in derken hayvanları teker teer buluyor. Balık ölmüş, kurbağa çırpınıp duruyor bir yerlerde hala, yılanı ise bir başka hayvan öldürmüş, kan içinde. Çocuk feci bir ağlama krizine giriyor. keşiş de biraz yukarıdan sessiz sedasız seyrediyor çocuğun ağlamasını. Herhalde akıllanmıştır minik keşiş adayı değil mi? Bunu da Summer ve Fall bölümlerinde kendiniz görün en iyisi :)

12 yorum:

serrose dedi ki...

neee dur daha yazinin tamamini okumadim ben

kocasi mi oldu kacinci sezon da

neden yaa o yakisikli adam puf uzuldum :(

ferulago dedi ki...

serrose, dur dur, öldü ama hala dizide merak etme :) 4. sezondayız bir burada

alis dedi ki...

Çok severim, muhteşem bir film.. Her karesi kartpostal gibi güzel.

ferulago dedi ki...

alis, gerçekten de dört mevsim kartpostalı gibiydi, bayıldım görüntülere ama ben sürekli orada yaşayamazdım diye de düşündüm

^zeynep^ dedi ki...

ilginç bir filmdi, izledigime pisman olmamistim. beni de en çok o ders sahnesi etkiledi. çocugun o gicik gülüsü de hiç kulaklarimdan gitmez... ara sira taklidini yapar filmi anariz :D

ferulago dedi ki...

Zeynep A, cidden de sinir bozucu bir gülüşü vardı, potansiyel seri katil gibi :)

Syhn dedi ki...

ya bende izlesem mi izlemesem mi diye düşündüm ama izlemedim sonra..
şimdi merak ettim ama:))

ferulago dedi ki...

Syhn, bir dahaki sefer o zaman :)

Sndrfknella dedi ki...

Son 4 bölümdür ben de zırıl zırıl seyrediyorum Ghost Whisperer'ı sevgili ferulago :( Ama itiraf etmem lazım, şike yapıp imdb'de gelecek sezon bölümlerini okudum ;)

Dün akşamki filme gelince: Kim Ki-Duk benim "uzakdoğufilmifobi"mi kırmış ve bence herbiri birbirinden etkileyici sahnelerle dolu çok zekice filmler çekmiş bir yönetmen. Ben çok etkilendim filmden. Bir de "Keşke şu yazıalrı da çevirselermiş Türkçe'ye," dedim içimden...

Sevgiler :)

Hamarat hanım dedi ki...

Hayatta Melinda'nın yerinde olmak istemem. Benim de beğenerek izlediğim filmlerden. Ayy ben de ağlıyorum ya bu filmde. Ama kadına değil kendime. Çünkü o sırada konunun bir yerinden tutup zihnimde kendi filmimi çekiyorum:))))))

ferulago dedi ki...

Sndrfknella, aynen ben de episode guide falan bulup okuyorum. Hatta dayanamayip youtube'dan önemli 1-2 sahneyi seyrettim bile. Filmdeki yazılarda da aynı fikirdeyiz, yaşlı keşiş ne yazmıştı ölüme giderken çok merak ettim, ben de tercüme etselermiş keşke demiştim :)

ferulago dedi ki...

Hamarat hanım, ben de istemezdim, herhalde korkardım. Haftada bir zırıl zırıl ağlamak bir nevi terapi oluyor herhalde aslında, ben halimden memnunum :)