15 Aralık 2008 Pazartesi

Yola çıkma vakti geldi + AROG

Koskoca 9 günlük Bayram tatilini de yedik. Bu kadar uzun tatil sonrasında işe dönmek çok zor. Hele fakültede 9 gün boyunca kalorifer yanmadığını da düşünürseniz geri dönmek çok daha acı. Ama fiziksel acı o kadar da önemli değil, geçer gider. Ama yine geri dönmek, kocamdan, evimden ayrılmak zorunda olmanın acısı geçmiyor. 2 günlük haftasonundan sonra nispeten kolay (ne kadar olabilirse) ama 9 günü birlikte geçirdikten sonra çok zor. Bir tesellim kocamın erkenden fakülteye gitmek zorunda kalması ve beni terminalden uğurlayamayacak olması. Böylece otobüs hareket ederken kah ona el sallayıp kah makyajım akmasın diye gözlerimi silmek zorunda kalmayacağım, 2 elim de müsait olacak.

Koskoca tatilde ne yaptık?

Ben akşamları bol bol sızıp kaldım ve kocamı sinir ettim.

Dağ gibi ütülerimi bitirdim.

Camları silmekle uğraşmadığıma yağmurun feci şekilde yağışını gördüğümde çok sevindim.

Bir miktar çalıştım (eve iş getirmeden olmuyor bizim piyasada).

Yemekteyiz programını seyrettim. (tabii sonlarına doğru hep uyuyup kaldım)

Diyete uymaya çalıştım ama hareketsizlikten herhalde çok fazla fark etmedim (çarşamba göreceğiz bakalım).

Kocamla AROG'a gittim.

O zaman gelelim AROG yorumlarıma. Ben de büyük hevesle filmi bekleyenlerdenim. Ama 4-5 gün geç gidince tüm yorumları görme fırsatım oldu ve bunlara göre beklentilerimi biraz aşağıya çektim. Dendiği kadar da kötü değildi bence. Bir kere küfür olmaması (bir sefer dışında ki onda da Arif'i uyardılar) çocuklar açısından çok iyi olmuş çünkü seyircinin yarısını çocuklar oluşturuyordu. Tamam film GORA gibi değildi belki, konusu Rrrrh filmine benziyordu, bir Cem Yılmaz stand up şovu gibi sürekli espri yoktu ve olamazdı da ama dendiği kadar da kötü değildi. İnce espriler de vardı, başka filmlere göndermeler de. Yani gülmek için biraz beyni zorlamak gerekiyordu bazı yerlerde. Recep İvedik'teki gibi gaz çıkarmalara, küfürlere gülmeye alışıksanız bu filmde aradığınızı pek bulamamanınız normal. Bir de şu var, devam filmlerinin işi hep daha zor olmuştur. Çıta yüksektir herşeyden önce. Aynı başarıyı yakalamak yetmez, mutlaka üstüne çıkılmalıdır. Matrix'te de böyle olmamış mıydı? Waschowski kardeşlerin ilk filmini gördüğümüzde ağzımız açık kalmadı mı? Herkes matrix felsefesini konuşur olmuştu, inanılmaz bir çekim tekniğiyle karşılaşmıştık (ki sonra pek çok filmde uygulandı). Kısaca çok vurucu bir film olmuştu, ama 2. ve 3. film ne yalan söyleyeyim ilki kadar ses getirmedi çünkü adamlar zaten yapacaklarını ilk filmde yaparak bizi vurmuşlar, başka bir çekim tekniği daha mı geliştirecekler her film için. Benim fikrim bu. AROG'un çekimlerini de çok beğendiğimi söylemeliyim, efektler ve bu açıdan yabancı bir filmden hiç farklı değildi. Ayrıca filmin açılış sahnesi de süperdi bence. En kısa zamanda kahramanın Komutan Logar olduğu bir film çekmeli Cem Yılmaz. Blogumu okur mu bilemem ama bir şekilde duysun sesimi :)

Kısacası, film bence iyiydi, DVD'si çıkınca almayı ve kaçırdığım ince esprileri yakalamak için tekrar seyretmeyi düşünüyorum.

3 yorum:

serrose dedi ki...

Hosdondun :)
ahh sinema ahhhh

Adsız dedi ki...

film gerçektende güzeldi

ferulago dedi ki...

Başka beğenen olmasına çok sevindim :)