21 Ekim 2008 Salı

Kısa bir ara

Geçen hafta bir Ulusal Kongre nedeniyle kocamla birlikte 3 günlük bir İstanbul kaçamağı yaptık. Ne yapalım, az görüşünce her fırsatta birlikte olmaya çalışıyoruz, ben onun kongrelerine gitmeye çalışıyorum, o da benimkilere. Bilgisayarı yanımızda götürmeyince sadece cep telefonundan mail bakmak için kısacık internet ziyaretlerimiz oldu o kadar. İnternet olmadan da yaşanıyormuş bu arada. Hava önceleri çok güzeldi ama cumartesi (18/10/2008) bozdu, soğudu, kocam zaten bir önceki günde bir miktar rüzgar yediği için netameliydi, tam hastalandı. Bütün cumartesi misafirhanede yattı garibim. Pazar sabahı yola çıkarken biraz daha toparlamış haldeydi ama bu sefer de bana geçti. Zaten ağzımda aft çıkmıştı (bağışıklığımın feci düştüğü anlamına gelir bu), pazar günü kocam Eskişehir'de trenden indikten sonra ben de kendimi kapıp koyverdim, pazar akşamdan salı sabaha kadar evde oradan oraya devrile devrile yattım durdum. Grip değil, sadece soğuk algınlığı sanıyorum ama erken müdahale şart. Dün bütün gün dinlenmek iyi geldi. Hala sırtım, belim, başım, oram, buram ağrıyor, biraz halsizim gerçi ama toparladım galiba. Çektiğim İstanbul fotolarını daha bilgisayara aktaramadım bile, benim için farklı ve güzel bir İstanbul gezisinin detaylarıyla birlikte yarına inşallah.

Hiç yorum yok: